Dünya yeni bir krizle karşı karşıya! Toprakta ve havada bulunuyor, nedeni yanlış ilaç kullanımı!

Antimikrobiyal Dirençle Mücadelede Yeni Adımlar Atılıyor

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), antibiyotiklere karşı gelişen direnç sonucu ortaya çıkan antimikrobiyal direnci ele almak için harekete geçiyor. DSÖ, birkaç ay önce yayımladığı “Öncelikli Bakteriyel Patojenler” listesi ile dikkat çekiyor. Listede yer alan 15 bakteri ailesi, antibiyotiklere karşı gelişen dirençleri nedeniyle özellikle tehlikeli olarak sıralanıyor.

DSÖ uzmanları, bu rehberin yeni tedavi seçeneklerinin araştırılması, uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesi ve inovasyonun desteklenmesi için yol gösterici olacağını belirtiyor. Antimikrobiyal direnç, birçok mikroorganizmanın ilaçlara karşı direnç geliştirmesi sonucu ortaya çıkıyor. Bu durum enfeksiyonların daha ağır seyretmesine, yayılmasına ve sonuç olarak morbidite ile mortalitenin artmasına yol açabiliyor. Uzmanlar, direncin özellikle ilaçların yanlış, aşırı veya gereksiz kullanımından kaynaklandığını belirtiyor.

DSÖ Antimikrobiyal Direnç Genel Müdür Yardımcısı Dr. Yukiko Nakatani, “Öncelikli bakteriyel patojenler listesi, ilaç dirençli enfeksiyonların küresel yükünü analiz ederek hazırlandı” diyor. Ancak uzmanlar, günümüzde en büyük endişenin mantar enfeksiyonlarının yayılması olduğunu belirtiyor. Özellikle bazı mantar türleri, sağlıklı bireylerde ve zayıf bağışıklıklı hastalarda ciddi hastalıklara sebep olabiliyor.

Pittsburgh Üniversitesi Bulaşıcı Hastalıklar Uzmanı Dr. Neil Clancy, mantarlar hakkında, “Mantarlar, insan hücrelerine daha yakın akraba oldukları için yeni antifungal ilaç geliştirirken insan hücrelerine zarar vermemeye dikkat etmeliyiz” diyor.

Mantar Enfeksiyonlarına Karşı Kısıtlı İlaç Seçenekleri

Mantar enfeksiyonlarına karşı mevcut ilaç seçenekleri oldukça sınırlı. CDC’ye göre dünya genelinde sadece 17 antifungal ilaç kullanılıyor. Bu durum, mantar kaynaklı enfeksiyonlar ve bu enfeksiyonların neden olduğu ölümlerin sayısının artmasına sebep oluyor. Bu da süper bakterilerle bağlantılı ölümlerle benzer bir kayba işaret ediyor. Bilim insanları ve sağlık otoriteleri, hem bakteriyel hem de mantar enfeksiyonlarıyla mücadelede yeni stratejilerin hızla devreye sokulması gerektiğini vurguluyor. Özellikle antifungal ilaç geliştirme çalışmalarının hız kazanması, küresel sağlık güvenliği açısından büyük önem taşıyor.

Related Posts

İç Dünyamız Artık Görülüp Ölçülebiliyor!

Zihin, beyin ve bedenin ayrı ayrı değil, bir bütün olarak işlev gördüklerini belirten uzmanlar, aralarındaki uyumun, sağlıklı bir yaşamın temeli olduğunu ifade ediyor. 

Nöroloji Uzmanı uyardı: Günlük yaşamı etkileyen unutkanlıkları ciddiye alın!

Nöroloji Uzmanı uyardı: Günlük yaşamı etkileyen unutkanlıkları ciddiye alın!

Uzmanı uyardı: 50 yaş sonrasında görme kaybına neden olabilir!

Sarı nokta hastalığı, 50 yaş ve üzerindeki bireylerde sıkça görülen ve görme kaybına yol açabilen ciddi bir göz rahatsızlığıdır. Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nursal Melda Yenerel, erken teşhisle bu kaybın önüne geçilebileceğini belirtti.

Beyin ölümü gerçekleşen Iraklı Elias’ın organları umut oldu

Samsun’da kazada yaralanıp, kaldırıldığı hastanede beyin ölümü gerçekleşen Iraklı Elias Naif Elias Nasır’ın (16) 2 böbrek, 2 kornea, kalp ve karaciğeri, 6 kişiye umut oldu. Nasır’ın dayısı Meşal Gaip Huseyin Nasır, “Biz 9 senedir Samsun’dayız. Vatandaşların bize çok iyilikleri oldu. Biz de buna bir karşılık göstermek istedik” dedi.

Doğuştan gelen kalp anomalisinden 47 yaşında kurtuldu

İstanbul’da yaşayan evli ve 1 çocuk annesi Dilek Cömert (47), çocukluğundan beri sık sık akciğer enfeksiyonu geçiriyor ve hastaneye gittiğinde bronşit, zatürre, verem gibi farklı farklı teşhisler alıyordu. Hareket ederken yorulan ve sürekli dinlenme ihtiyacı hisseden Cömert’e 2006-2007 yılında ‘scimitar sendromu’ denilen kalp anomalisi teşhisi konuldu. Cömert, kardiyoloji doktorunun önerisiyle Prof. Dr. Mehmet Salih Bilal’e muayene oldu. Prof. Dr. Mehmet Salih Bilal, tarafından kalbi durdurulmadan minimal invaziv (kapalı yöntem) ile ameliyat edilen Cömert, yaklaşık 3 saatlik ameliyatından ardından sağlına kavuştu ve taburcu oldu.

Aşırı aktif mesane kadınları tehdit ediyor! Ani idrar yapma isteği en tipik belirtisi

“Ani idrarım geldi, yetişemedim”, “Çok sık idrara çıkıyorum, böbreklerim iyi çalışıyor”, “Evden çıkmadan önce mutlaka tuvalete girerim” Günlük hayatımızda yaşadığımız veya çevremizden sıkça duyduğumuz bu yakınmalar, toplumda “aşırı aktif mesane” olarak bilinen mesane hiperaktivitesi hastalığının sinyali olabilir.