Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mevlid-i Nebi Haftası Açılış Programı’nda konuştu. Erdoğan’ın açıklamaları özetle şöyle: Filistin’in yiğit evlatlarına ülkem ve milletim adına en derin sevgilerimi gönderiyorum. Dünyanın dört bir ucunda bu gecenin manevi ikliminde ellerini semaya açan mümin yürekleri tebrik ediyorum.
14 asır önce, ayın 14’ü gibi parlayan Peygamber Efendimizi hürmet ile yad ediyoruz. Bu güzel gecenin başta Gazze’deki mazlumlar olmak üzere dünyanın her yerinde ölümle, açlıkla ve zalimle boğuşan tüm mazlumların kurtuluşuna vesile olmasını diliyorum. Bu seneki programların teması Peygamberimiz ve şahsiyet inşası olarak belirlendi.
Peygamberimiz Kur’an’ı vahiy etmekle kalmamış onu yaşamış, onu ete kemiğe büründürmüştür. Dünya hayatında kendimize örnek aldığımız, izinden gittiğimiz, yoluna hayatımızı adadığımız tek insan Resulullah Efendimizdir. Kur’an-ı Kerim insanlık için bir kurtuluş reçetesidir. Bu günü bir manevi diriliş fırsatı olarak görüyoruz. Bir olmanın, birlik olmanın sırrına inşallah bir kez daha ereceğiz. İnsanlar arasından çıkmış olan en güzel şahsiyet olan Peygamberimizin izinde yeniden şahsiyetleneceğiz.
MİLLET OLARAK SON 2 ASIRDIR ÇOK YÖNLÜ, ÇOK İNCE DÜŞÜNÜLMÜŞ BİR KUŞATMA İLE KARŞI KARŞIYAYIZ
Güçlü şahsiyetler sağlam bir toplumun teminatıdır. Bireyler ahlaklı, erdemli, merhametli olduğunda, toplumda da adalet, huzur, emniyet ve refah olur. Tek tek kişiler bozulursa, aile bozulur. Aile yozlaşırsa, toplum çürür. Toplum çürürse, memleket çürür. Bütün insanlık zeval görür. Millet olarak son 2 asırdır çok yönlü, çok ince düşünülmüş bir kuşatma ile karşı karşıyayız. Yıllardır aynı noktayı hedef alıyorlar. Bu milletin iman kalesini çökertmek için hiç olmazsa bu kalede gedik açmak için saldırıyorlar. Bunu bir dönem camilerimizi kapatarak, satarak yaptılar. Bir dönem minarelerimizden yükselen ezanları susturarak yaptılar. Bir dönem kızlarımızı üniversite kapılarında ağlatarak yaptılar. Bu yıkım projesinde kimi zaman medya kullanıldı. Kimi zaman sinema, tiyatro, televizyon dizileri kullanıldı. Kimi zaman kaleminden nefret akan aydınlar kullanıldı. Kimi zaman da siyasetçiler kullanıldı.
HUTBEDE OKUNANLARI HEDEF ALMAYA BAŞLADILAR
Değerli hocalarım, artık eskisi kadar olmasa da hala birilerinin bu manevi işgal projesine taşeronluk yaptığını görmekteyiz. Biz bunlardan ülkeye kötülük dışında, nifak dışında zaten bir şey beklemiyoruz. Kimileri millet düşmanlarının tuzağına düşerek buna istemeden destek veriyor. Şurayı özellikle dikkatini çekeyim. Bu ideolojik bağnazlık son günlerde öyle vahim boyutlara ulaştı ki cuma hutbesini, hutbede okunan ayet-i kerimeleri hedef almaya başladılar. Kendini bilmezin biri çıkıyor ahkam kesiyor. Hocalarımıza had bildirmeye kalkıyor. Bunu yaparken de Gazi Mustafa Kemal’in arkasına saklanıyor. İçinde ne varsa ortaya dökmek yerine Gazi Mustafa Kemal’i hadsizliğine alet etmeye çalışıyor. Maalesef mensubu olduğu parti içinde kimse itiraf etmiyor, genel başkan dahil kimse tepki göstermiyor.
“KİMİLERİ 8 YAŞINDA HAYATTAN KOPARILMIŞ BİR ÇOCUĞUN CENAZESİ ÜZERİNDEN SİYASET YAPACAK KADAR İNSANLIKTAN ÇIKABİLİYOR”
Kimileri 8 yaşında hayattan koparılmış bir çocuğun cenazesi üzerinden siyaset yapacak kadar insanlıktan çıkabiliyor. 40 yılda yüzlerce çocuğun kanını akıtan, yüzlerce Narin’i bizden alan terör örgütünün uzantıları aynaya bakmadan insanlık dersi vermeye kalkıyor. Aile ve dini hedef alınıyor. Hatta ve hatta Diyarbakır halkı ve Kürt kardeşlerimiz hedef alınıyor. Bu milleti provoke etmek, toplumun sinir uçları ile oynamaktır. Masum bir yavruyu alçakça katledenlerden bunun hesabını yargı önünde sorulması için gereken her türlü adımı atacağız. Tekirdağ’daki alçaklığın da hesabını mutlaka adalet karşısında soracak, bu sabiye işkence eden çukurların da en ağır cezayı almaları için mücadele edeceğiz. Aynı zamanda bu rezil olaylar üzerinden marjinallerin günah çıkarmalarına, aile kurumunu hedefe koymalarına da eyvallah etmeyeceğiz.