Muş’un Kurtik Dağı eteğindeki yaylalar, yaz boyunca çok sayıda göçer aileye ve binlerce küçükbaş hayvana ev sahipliği yapıyor.
Kavurucu sıcakların etkili olduğu çevre il ve ilçelerden aileleriyle kente gelen kadınlar, yayladaki yaşamın her alanında yer alarak eşlerinin en büyük yardımcısı oluyor.
Güneşin doğmasıyla güne başlayan kadınlar, hava kararıncaya kadar ekmek pişiriyor, yemek yapıyor, çamaşır yıkıyor ve çocuklarına bakıyor.
Günde iki kez koyun ve keçileri sağarak elde ettikleri sütle peynir, tereyağı, yoğurt yapan kadınlar, sürülerin bakımı konusunda da eşlerine destek veriyor.
Yaşadıkları zorluklara rağmen her işe koşan kadınlardan Gülistan Çetinbaş, yıllardır hayvancılık yaptıklarını, havanın ısınmasıyla Muş’a gelerek yaylada konakladıklarını söyledi.
Yaylanın serin olduğunu belirten Çetinbaş, “Burada her gün 2 kez süt sağmaya gidiyoruz. Sabah yaktığımız ocaklarda yemek yapıyoruz, tandırda ekmek pişiriyoruz. Her günümüz böyle geçiyor. Şimdi ekmek pişiriyorum. Daha sonra süt sağımına gideceğim. Yaklaşık 300 koyunum var. Yaylada yaşam zorluyor ama hayatımız böyle geçiyor” diye konuştu.
Süt sağan kadınlardan Aynur Güner ise yaklaşık 2 ay önce Muş’a gelerek yaylaya çıktıklarını anlattı.
Havanın soğumasıyla geldikleri bölgelere döneceklerini anlatan Güner, “Yayla havası çok güzel ama yaşam çok zor. Koyunları sağmak, ev işlerini ve yemekleri yapmak kolay değil. Günde iki defa geldiğimiz için 400 hayvan sağıyorum” dedi.
Ayşe Yıldırım da hayvancılık yaparak ailelerini geçindirdiklerini bildirerek, “Hem kadınların hem de erkeklerin işini yapıyoruz. Erkek, kadın fark etmiyor, bütün işleri yapıyoruz. Sabah ve akşam süt sağımına geliyoruz. Sabah süt sağımından döndükten sonra temizliğimizi, yemeklerimizi ve peynirimizi yapıyoruz. Günde yaklaşık 20 kilometre gidip geliyoruz” ifadelerini kullandı.